IQNA

Fesad çıkaranların alametleri nelerdir?

10:48 - August 16, 2022
Haber kodu: 3477069
Yolsuzluk, fesad ve yıkım her yerde ve her alanda ilke ve kuralların kaybolmasına neden olur. Bu fesad toplumda meydana gelirse, kişisel, ailevi ve sosyal ilişkilerin tahribatına ve birçok suç ve uyumsuzluğun ortaya çıkmasına neden olacaktır. Her sağlıklı toplum toplumsal fesad ile mücadele etmeye ve sosyal fesadı engellemeye çalışır.

Fesad çıkaranların alametleri nelerdir?Fesad "bir şeyin önce düzgün, düzenli ve yararlı iken sonradan bu vasıflarını kaybederek değişmesi ve bozulması" anlamına gelir.

Fesad ve fesad çıkaran, her kültürde bu iki kavramın ne olduğu, sahip oldukları değerlere ve anti-değerlere göre ele alınmış belirli özelliklere sahiptir. İslam, ilâhî bir toplum oluşturmayı amaçladığını göz önünde bulundurarak, fesad ve müfsid konusunun özelliklerini ve boyutlarını anlatırken toplumu bilgilendirmeye ve bu düşünceye karşı mücadele etmeye çalışır.

Kur'an-ı Kerim'de defalarca bahsi geçen fasid bir şahsa örnek ve sembollerden biri de Hz. Musa'nın (a.s) peygamberliği döneminde Mısır’da hüküm sürmüş olan Firavun'dur.

Kasas suresi 4. ayetinde şöyle buyurulmaktadır: "Şüphe yok ki, Firavun yeryüzünde (ülkesinde) büyüklük taslamış ve ora halkını sınıflara ayırmıştı. Onlardan bir kesimi eziyor, oğullarını boğazlıyor, kadınlarını ise sağ bırakıyordu. Şüphesiz o, bozgunculardandı."

Hz. Musa dünyaya geldiği sırada Mısır'ın yönetimini elinde bulunduran Firavun, ülkesinin sınırlarını genişletmiş, bu durum onu şımartmıştı. Firavun, Kur'an-ı Kerim'de değişik yönlerden eleştirilmekle birlikte asıl eleştirilen yönü tanrılık taslaması, kendini herkesten üstün görmesidir. Firavun, halkını tabakalara bölmüş, yukarıdaki ayette de işaret edildiği üzere halka insanlık onuruna yakışmayacak şekilde muamele etmiştir. Bu sebeple aynı ayetin son cümlesinde onun fesad çıkaranlardan olduğu ve normal düzeni bozduğu ifade edilmektedir. Mısır'da çoğalıp kendisine isyan edeceklerinden kaygılandığı için İsrâil asıllı olanların erkek çocuklarına kıyım uyguladı. Ayrıca insanları ağır işlerde çalıştırıp özellikle yaşlıların ölümüne sebep oldu (bilgi için bk. Bakara 2/49; A‘râf 7/103).

Bu ayet, Firavun'u tanıtmanın yanı sıra, müfsid insanların özelliklerini de anlatır. Üstünlük ve istikbar, kutuplaştırmak, toplumun bir kesimini yoksul tutarak veya baskı altına alarak zayıflatmak ve toplumun ilerlemesini engellemek, fasid insanların özelliklerindendir.

Firavun ve müstekbir yöneticiler, baskıcı ve zalimce yaşamlarını sürdürmek için belirtilen çözüm ve yöntemleri kullanırlar. Özellikle insanları savunmasız ve zayıf bırakırlar. Zuhruf suresi 54. ayeti bu konuya ilaret eder: "Firavun bu konuşmalarla halkının aklını çeldi, hemen ona boyun eğdiler; onlar zaten yoldan çıkmış bir topluluk idi".

54. ayette "halkının aklını çeldi" şeklinde çevirdiğimiz cümle, yöneten ve yönetilen ilişkisi bakımından çok önemlidir. Kelimenin aslı, istihfâf kökündendir. Bu kelime Arapça’da "acele ettirdi, aldattı, bilgisizliklerinden yararlandı, onları bilgisizlikleri ve güçsüzlükleri yüzünden hafife aldı, istediği gibi yönlendirdi" mânalarını ifade etmektedir. Totaliter yönetimlerde yöneticilerin istemediği şey, halkın bilgilenmesi, doğruyu öğrenmesi, örgütlenerek hakkını talep edecek kadar güçlenmesidir. Firavun da aynı yola başvurmuş, Hz. Musa'nın gerçeğe ve tevhide yönelik davetini sabote etmiş, halkın sağlıklı düşünmesini engellemiş, geleneklerden ve gözler önündeki alayişten yararlanarak toplumu adeta büyülemiş ve saltanatını devam ettirmenin yolunu bulmuştur. Ancak, şairin dediği gibi, "Ol saltanatın yeller eser şimdi yerinde!" (diyanet.gov.tr)

Bu ayetteki önemli bir nokta da, fesad ve fitnenin toplumdaki insanları yanıltma girişimidir. Bu akıl çelme ve yanıltma semboller ve güzel kavramları kullanarak yapılır ve bu da insanların aldatılmasına neden olur. Örneğin günümüzde bazı yöneticiler, baskıcı politikalarını ilerletmek için özgürlük veya insan haklarının korunması veya terörle mücadele gibi kavramları kullanıyor. İnsanlara karşı üzüldüklerini gösterirken insanların ve toplumun çıkarlarını düşünmeden toplumların ilerlemesini engeller ve kişisel çıkarlarını öne çıkarırlar.

3968935

captcha